Altın Postun İzinde Batum ve Acara Özerk Cumhuriyeti

10509735_10152515914182858_8867807884415648771_n

Genel Bilgileri

Acara Özerk Cumhuriyeti, Gürcistan’ın güney – batısında, Karadeniz sınırında yer almaktadır.

  • Yönetsel merkez şehri: Batumi
  • Acara’nın yüzölçümü 3 bin km2 (Gürcistan toprağının % 4,2 oluşturmaktadır).
  • Acara Nüfusu: 376 bin kişi. (%93 Gürcüler);
  • Güneyinde Türkiye sınır kapısı oluşturmaktadır;
  • Deniz kıyısı uzunluğu: 57 km;
  • İdari İlçeleri: 1 Yönetsel merkez şehri- Batumi, ve 5 ilçe (Kobuleti, Khelvaçauri, Keda, Şuakhevi ve Khulo) ihtiva etmektedir.

Acara-Haritasi

DOĞA
Acara- Karadeniz’in güney-doğusunda, Küçük Kafkas dağları zincirinin ortasında yer almaktadır. Sınır komşusu olan bölgeler ve ülke: kuzeyinde – Guria, doğusunda- Samtskhe -Cavakheti bölgeleri, güneyinde ise Türkiye Cumhuriyeti bulunmaktadır. Acara’nın büyük kısmı dağlıdır. En yüksek dağları deniz seviyesinden 3.000 m kadar yüksektir. Acara toprağının %60 ormanla kaplıdır. Etrafını Meskheti sıra dağları çevirmektedir. Acara’nın Doğası, Kolkheti’nin Flora ve Faunanın canlı yaşayan müzesi olarak sayılmaktadır. Burada göçen, uğrayan ve yerinde yaşayan yaban hayvanları: ayı, kurt, çakal, vaşak, karaca, v.b. bulunmaktadır.  Acarana’nın 3 tane koruma altına alınan bölge vardır. Onlar toprağın %15 Eko-sistem, turba ve bataklık yerlerinin koruması için oluşturmaktadır. Denizin ve dağın birbiriyle yakınlığına gelen misafirleri hayran kalmaktadır.

NÜFUS VE GELENEKLERİ
Etnik bakımından Acaralılar kendi Acaruli şivesiyle bir etnik gurup oluşturan Gürcü insanları sayılmaktadır. %93.4 Gürcüler, gerisiyse %2,4 Ruslar, %2,3 Ermeniler, %0,6 Yunanlılar, %0,4 Abhazyalılar, %0,2 Ukraynalılar, diğer etnik gurubu ise %0,2 oluşturur.
Batum değişik milletlere ev sahipliğini yapan şehirdir. Çeşitli milletler aralarındaki ilişkileri çok büyük sevgiye ve anlayışa dayalıdır. Ortodoks ve Müslüman nüfusu yanı sıra başka dinlere tabi olan nüfus da çoktur. Burada Ortodoks Kilisesi, Katolik ve Grigoryan kiliseleri, Cami, Sinagog v.s. tapınaklar yan yana bulunmaktadır. Acara’da çok değişik milletler diyasporası faaliyet göstermektedir.
Acara Folkloru Gürcü Folklorunun çok önemli bir parçasıdır. O, çok eski Gürcü halk şarkılarını içermektedir, bunların bazıları: “O hoi nana”, “Acaruli” v.b. Gürcü polifonik şarkıları dünyada seyrektir ve analojisi bulunmamaktadır.
Ayrıca, eski gelenekleri, estetiği, yoğrulabilmesi, güzelliği, canlılığı, ılımlılığı- hep bu özelliklerine önem vermektedir. Acara Dansları kendi menşeyi ile Gürcü Koreografinin çok önemli bir parçasıdır. Bunlara, “Horumi” ve “Acaruli Gandagana” denilmekte ve dünyada meşhurdur.
Yukarıdaki bahsedilmiş eski folklor şarkılar ve dansları “Şuamtoba” (Acara’nın dağlık bölgesinde, Ağustos ayının ilk haftasında), “Kolhoba” (Sarpta, Ağustos ayında), “Tbeloba” (Ortaçağa ait bir filozof ve astrolog- Abuserisdze Tbel’e karşı saygı olarak, Khikhadziri köyünde, Eylül ayında) ve benzeri törenlerde söylenmektedir.
Yukarıdaki bilgiler Acara’da gelişmiş etnolojisi ve kültürü göstermektedir.

ACARA TARİHİ
Acara bölgesinde ilk olarak Paleolitik zamanında insanlar yerleşmişler. Gürcistan’da ilk olarak kurulmuş İberia ve Kolkha devletçiklerinin parçasıydı. Bölgede bronz ile eski demir devri eserleri çok sayıda bulunmaktadır. Kolkheti Krallığıyla kültür ve ticari ilişkileri sıkı olan antik dünyası Acara’yı iyi tanımaktaydı. Antik mitolojide, Prometheus, Argonautların seferi, Homeros Odyssey’nın efsaneleri Acara bölgesini zikretmektedir. Trans Kafkas yolu kara, nehir veya deniz yolları hep Acara bölgesinin içinden geçer. M.Ö. 5. yy. Yunanlılar tarafından sömürgeleştirilen bölge M.Ö. 2. yy. Roma’nın koruması altına girmiştir.
Acara’nın tarihi tüm Gürcistan tarihi gibi çetin ve zor geçmişi içerir. O, tarihi ve coğrafi birimi olarak, çok eski zamanından tanınmıştır. Bilim adamlarına göre, bu alanda Eski Taş Devrinde yerleşmiştir. Bu devre ait eserleri, tatil yeri olan Beşumi yakınlarında bulunmuştur. Çoruh Nehrinin havuzu, bronz metalurjinin önemli kaynaklarından biriydi. Dolaysıyla, Acara Bölgesinde bronz ile eski demir devri eserleri çok sayıda bulunmaktadır.
Hristiyanlığı Gürcistan’da ilk olarak Acara bölgesinden yayıldı. Bu büyük tarihi bir vaka. Hazreti İsa’nın havarileri olan I Andria, Svimon Kananeli ve Mathias’a dayanır. Hazreti İsa’nın havarisi Mathias Gonyo-Apsaros kalesinde vefat etmiş ve mezarı da orada bulunmaktadır. Orta asırlarda Acara – Egrisi’nin (Lazika) parçası olan bir bölge kendi kültürü, mimarlık, yazarlık, kitapları çoğaltma, el sanatı, ağaç ve deri işlemleri konusunda çok gelişmişti. 1614 y. Gürcistan topraklarının bir bölümünü, özellikle Acara bölgesi, Osmanlı imparatorluğu’na bırakmak zorunda kaldı. Burası M.S. 17. yy. İslam dini inancını kabul etmeye ikna edildi. Acaralı insanlar kendi ana dili Gürcüceyi, geleneklerini, adetlerini ve özelliklerini büyük bir güçlükte korumuşlar. 1878 y. Acara Rusya İmparatorluğu’nun koruması altına girdi. 1918 yılında  Gürcistan Demokratik Cumhuriyet olduğunu ilan etti ve Acara’da Özerk Cumhuriyet olarak Gürcistan Cumhuriyetine katıldı. 1921 yılında Kızıl Ordu bölgeye müdahale etti ve Sovyet rejimi kuruldu. Gürcistan, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetlerin Bağlı bir cumhuriyet oldu. Dolayısıyla, Acara bölgesi Sovyet Sosyalist Özerk Cumhuriyet olduğunu ilan etti. 1991 yılında Sovyet Birliği’nin parçalanması sonucunda Gürcistan bağımsızlığını ilan etti, Acara ise Özerk Cumhuriyet oldu ve Gürcistan’a katıldı.

KOBULETİ
Kobuleti, Acara Bölgesinde, Karadeniz Hava bakımından, diğer turistik alanlardan kendine has bir mikro iklim özeliği ile ayrıcalığı kazanmaktadır. Kobuleti Batumdan 25 Km uzaklıktadır. Kobuleti, Karadeniz tatil yerlerden denize en yakın tatil yeridir. Rakımı 3-4 metredir. Tatil yerinde Karadeniz ılık ve nemli havası temel şifa faktörünü oluşturur. Maksimal terapi etkisinin verilmesi için birbirlerine talaso terapisi ve diğer tedavi prosedürleri birleşmiş olmalıdır.
Kobuleti Turizm tesisleri, Gürcistan’da Karadenizin en önemli merkezlerden biridir. Denizin kumu ve geniş alanı turistleri dahada çekmektedir. Sahil plajları güneş ışığı alması için en güzel bir imkanı sağlamaktadır. 12 km. deniz sahili ve plajları temiz ve düzenlidir. Plaj üzerinde kafelerde mevcut olup, müşterilere müthiş hizmetlerini sunmaktadır. Turizm tesislerinde su atraksiyonları da bulunmaktadır. Sahil parkı Kobuleti’nin güzel yerlerden biridir. Sahil parkta olan değişik Bungalow tip Kafeler, Diskolar ve gece kulublerinde eğlenme imkanına sahip olabilirsiniz.

TSİKHİSDZİRİ
Tsikhisdziri tatil yerler Batum Kuzeyinde olup Batum’dan 17 km uzaklıktadır. Tsikhısdzırı yamaçları denize inerek Tsikhisdziri tepesini oluşturmaktadır. Denize giren tepe denizi iki kısma ayırmaktadır. Tsıkhisdziri’nın havası da deniz ve dağ havasının karışımından dolay hayli güzeldir. Burada Batum ve Makhınjauri’ya nispeten, yazın hava serindir, kışın ise ılıktır.
Tsikhisdziri tatil alanı eskiden beri yerleşim alanı olmuştur. O batı Gürcistan’ın, özellikle EGRİS saltanatın tarihi kale ve yerleşim alanıymış. Alan askeri ve ekonomik durumuna elverişli olduğu için VI yüzyılda Bizans İmparatoru Justinian, burada yerleşim alanı ve şehir kurmuş. Şehre Petra ismini vermiş. Şehir alanında deniz kenarında dar bir yol geçiyormuş. Bu yol bati Gürcistani Bazanslara, İrana ve Ermenistan’a bağlıyormuş. Tsikhisdziri’nın yeşil yamaçlarına ve bahçelerine şuanda tatil yerleri, sanatoryumları,, tatil köyleri, restoranları, Kafe-Barları ve Bungalow’ ları yerleştirilmiştir. Tsikhisdziri’de Deniz sahili ve plajı düzenlidir ve eğlenmek içinde deniz araçlarını bulunmaktadır. Burada geçirdiğiniz zamanı hayatın en tatlı anılarınızı olacaktır.

ÇAKVİ (CHAKVİ)
Çakvi Batum’dan 13 km uzaklıktadır. Çakvi turizm merkezin yanı sıra Gürcü çayın anavatanıdır. Çin ziraatçi Lao Jon Jiao 19. yy. Gürcistan’da çay ilk önce Çakvi’de Yetiştirmiş. Çakvi’nin deniz kenarının yeşil alanında faaliyeti gösteren çağşdaş bir standartlarla inşa edilmiş ve donanmış hoteller, villalar, gelen misafirlere, Karadeniz sahilinde en güzel ve unutulmaz bir tatilin geçirmesine şans vermektedir.

MTSVANE KONTSKHİ (Yeşil Burun)
Mtsvane Kontskhi Gürcistan’ın en güzel Turizm ve tatil yeridir. Batum’dan 9 km uzaklıktadır. Rakımı 70-92 m’dir. Bu yere “MtsvaneKontskhi” (YeşilBurun) daimi yeşillikten dolay Rusya’dan gelen Rus Turistler tarafından verilmiştir. Bu alanın üzerinde gereken düzenlenmeler XIX yüzyılın son yıllardan itibaren başladı. 1903 tarihinde Batum Doktorlar Birliği tarafından Mtsvane KontskhıdeTüm yıl faaliyet de bulunan Demiryolu yayları döşeyen işçileri için Hava İstasyonu yapıldı.
Mtsvane Kontskhi yamaçlarında dünyada meşhur bir Botanik Parkı da yer almaktadır. Botanik Parkı son yıllarda yoğun ziyaretçi  almaktadır.
Mtsvane Kontskhi’de  lokantalar, kafe-barlar, oteller faaliyeti göstermektedirler. Mtsvane Kontskhi, deniz ve güneşlenmenin yanı sıra dalmaya elverişli bir tatil yeridir.

MAKHİNCAURİ (Makhinjauri)
Makhincauri bir kıyı iklimi olan balneoterapik sağlık merkezidir. Batum’un kuzeyinde 5 km uzaklıktadır. Makhınjauri’de 1904 yılından itibaren Kükürt hamamları çalıştırmaktadır. Kükürt hamamları eklem, periferik sinir sistemi ve jinekolojik hastalıklara çok iyi gelmektedir. Makhincaurı tatil bölgesinde deniz kıyısına paralel yeşil alanda oteller ve tatil yerleri yapılmış. Bölgede zamanında meşhur Sibiryalı Kuyumcunun Sibiryakov’un villasi da dikkat çekicidir.

GONİA, KVARİATI, SARPİ
Gonio, Kvarıatı, Sarpi tatil ve Turistik yerleri Batum şehrinin güneyinde Türkiye Gürcistan sınır bölgesinde yer almaktadır. Batum’dan yaklaşık 13-18 km uzaklıktadır. Bölge deniz ve dağ havasını birleşmeyle ayrıcalığı kazanmaktadır.
Sarpı, Gonio, Kvariati Turistik yerleri Gürcistan’dan ve yurtdışından gelen gençlerin en çok tercih edilen yeridir. Diğer Turistik yerlerde olduğu gibi burada da denizde yüzen, deniz arabalarıyla eğlenen, güneş altına yatan ve dinleyenlerden gelen gülüş ve eğlence seslerini duyulmaktadır. Akşam vakti gelince de herkes restoratlara, kafelere, Bungalow’lara eğlenmeye başlarlar. Bu eğlence sabaha kadar devam eder.
Acara bölgesindeki Karadeniz sahili kalp hastalıklara, merkezi sinir sistemine, Jinekoloji hastalıkların tedavisine çok iyi gelmektedir.

DAĞ VE YAYLA TURİZM TATİL YERLERİ
Eski zamandan beri, Acara’da yaşayan insanlar, bölgede olan çeşitli kaynaklardan yararlanıyorlardı. Acara’nın havası insan oğluna iyi geldiğini herkesçe kabul edilmiş bir olaydır. Yerel İnsanların hemen hemen hepsi ailelerle birlikte yaz mevsiminde yaylalara çıkarlar ve özellikle ahşaptan yapılan evlerde dinlerler. Bu tür tatil yaylaları: Çiruhi yaylası, Cinali yaylası, Beşumi Yaylası, Gomi yaylası, Sasadılo yaylası, Sariçay yaylası, Koslitavi yaylası, Bakhmaro tatil yerleri . Şuanda Acara bölgesinde en seçkin ve meşhur yaylası alp bölgede bulunan “BEŞUMİ” yaylasıdır. Beşumi yaylası,  Rakımı 1850 – 1900 m yüksekliktedir. Beşuma giden yolcu Beşuma ulaşmadan evvel de baya eğlenceli ve anılarla dolu yolculuğu yapacağından emin olabilir. Beşuma giden Turist Acara Suyun müthiş yeşil ve rengarenk bitkilerle ve ağaçlarla süslenmiş “Acarasuyu” vadisi görmüş olacaktır. Vadide şelaleler ve Acara Suyuna birleşen temiz dağ ve ak dereler çekici, büyüleyici ve müthiş manzarayı ortaya koymaktadır.
Beşumi yaylası temiz ve ferah hava iklim ile müthiş manzarayı önümüze sergilemektedir. Çevresindeki çam, gürgen ve diğer ağaç türleri bu yeri dahada çekici hale getirmektedir. Beşumi yaylası kronik solunum hastalıkları ve bronş astımı hastalığı olan insanlar için en iyi dinlenme yeridir.
Beşum Yaylasında tatil zamanı Haziran ayının ortalarından başlar ve Eylül ayına kadar devam eder. Beşumi yaylasında tatil ve dinleme yapanlara en güzel eğlence ve dinlemek için en iyi olanakları sunan bir Dinleme tesisi “Beşumı” , Bungalow evleri ve tatil evleri hizmet sunmaktadır.

MTİRALA MİLLİ PARK (Ağlamaklı)
Mtirala Milli Park 2006 yılında Acara Özerk Cumhuriyeti ile Gürcistan Çevre Koruma ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı Korunmuş Alanlar Acenteliğinin insiyatifi ile Duna Doğa Koruma Fonu (WWF) ve Norveç hükümetinin desteğiyle kurulmuştur. Yeni kurulan Mtirala Milli Parkı Ön Asya, yanı Acara-İmereti tepesinin en batı kısmında, Kobuleti-Çakvi doruğunda bulunmaktadır. Coğrafi bakımından parkın enlemi 41.50 N-dır. Parkın yer alanı 16000 ha. Üzerin de kurulmuş olup son derece iyi korunmuş orman ve çalılığın eko-sistemleri içerisindedir. Bahçenin iç kısmı, eşsiz ağaçlı bitkileri ile temsil edilen, Kolheti ormanlarıyla kaplı neredeyse el değmemiş alanı kapsar. Bu alana, Avrupa daki korunacak bölgeler arasında öncelik verilmektedir.
Parkın en yüksek hifsometrik kotlar 1700 metreye yakındır ve Parkın doğusundaki sınırı boyunca uzanan Morvil tepesi seviyesindedir. Morvil tepesinin deniz seviyesinden yüksekliği 1773 metredir. Parkin en yüksek nokta ise 1761 metredir. Büyük Mtirala ve Terati gibi tepeler 1300 metreden yüksektir. Parçalanmış dağlık rölyef şekilleri arasında göze çarpan dar derin vadiler ve kanyonlar dikkate çekmektedir.
Park alanında esas su kaynaklar nehirlerdir: Bunlar Karadenize dökülen Çakvistskali ve Korolistskali nehirleridir.
Mtirala Milli Park, bünyesinde dağ ve eko-turizm ile deniz turizmin bir araya geldiği, tamamlanmış modelin faaliyette olduğu tek korunmuş alanıdır. Bu, turizmin önemli ölçüde artması ve yeni yatırımcıların çekmesinde etkin röl oynayacaktır.

ACARA’NIN TAŞ – KEMER KÖPRÜLERİ
Acara’da bugüne kadar korunmuş maddi kültür abideleri arasında taş-kemer köprülerin özel yeri vardır. Onların önemi, değişik fortifikasyon yapıları, tapınak ve kaleler derecesine kadar büyüktür.
Taş köprülerin büyük bir kısmı bugün için Acaristskali, Maçahela ve Kintrişi nehirleri üzerindedir. Acara’da böyle on tane köprü vardır: Furtio, Tskhemları, Makhuntseti, Dandalo  taş köprüler. Bu köprüleri inşaa edenlerin kimlikleri ve yapım tarihleri hakkında farklı bilgiler mevcuttur. Bu köprülerin Venedikliler ve Genualilar tarafından inşa edildiğine dair tahminler vardır, diğer bilgi ise köprülerin Kraliçe Tamara’nın kraliçeliğinden önce inşa edildiği kanaat etmektedir. Halk arasında yaygın efsaneye göre, Mahuntseti, Dandaslo ve Furtio köprüleri Gürcistan’da adına birçok köprünün bağdaştığı Kraliçe Tamara tarafından eş zamanlı inşa edilmiştir. Taşköprüler dayanıklığı, inşa edenlerin hesaplamaları ve yaptıkları işlerin kesinliği ve onların asırlardan beri fırtınalı nehirleri üzerinde yılmadan duran azametliği ile görenleri hayrete düşürmektedir.

GEZİLECEK YERLERİ
Kültür ve Dini Turizm:
Kültür Turizm bakımından en önemli yeri, dini Turizm turlarına verilmektedir. Acara bölgesi dini anıtlarla diğer Gürcistan bölgeler gibi çok zengin bir bölgesidir. Acarada kalan dini mabad yerlerin anıtları, bir kez daha bölgede Hristianliğin en eski bir geçmişin olduğunu ve bu dinin bu topraklara hakim olduğunu önümüze sermektedir.
Kakuti Archangel Kilisesi ve Azız Giorginin Kiliseleri (Tetrosan), Tskhrapona Yükselme Kilisesi ve Jikhanjuri Tapınağı, Khino Manastir Kompleks, Skhalta Kilisesi, Vernebi, Tikanauri, Tkhılvana, Satsıkuri, Vanadzeebi, Tskhmorisi, Kvakhidi dağın kiliseleri ve benzerleri bunlardan bazılarıdır.
Bölgede değişik dine ve ırka mensup olan insanlar  yaşamaktadırlar. Herkesin kendi dinlerine has bir mabedhaneleri mevcuttur. Bölgeye gelen Turistler her birinin ziyaret etme şansına sahiptirler.

GEZMEDEN DÖNME
Sahil parkı: Bu yerin güzelliği, bizzat Batumluların deyimiyle bulvar denilen sahil parkıdır. O güney-batı tarafında denizin boyunda Batum’a yeşil hat olarak uzamaktadır. Bugün bulvarın olduğu yerde XX yüzyılın başında çöplük vardı. Zaman geçti ve deneyimli el çöplük üzerinde ender güzellikte olan bahçe yaptı. Sahil Parkı’nın ilk projesi meşhur Alman bahçıvan Resler tarafından yapılmıştı. Projenin gerçekleştirmesine kendisi yetişemedi fakat, onun başladığı işe, yine meşhur bahçıvan, Fransiz D’alfons tarafından devam edilmiştir. Bahçenin düzenlemesinde dünyaca tanınmış, Londra botanik bahçesinin dekorasyonunda çalışmış olan Gürcü bahçıvan-dekoratör İason Gordeziani büyük katkıda bulunmuştur. Batum bulvarı neredeyse yüz seneden beri, kendi dev ağaçların yaprakları ve kozaları fısıldatmaktadır, tüm asırdan beri onun düz, geniş yamaçlarında yaşlılar dolaşıyorlar, çocuklar koşuyorlar, kafelerinde gençler eğleniyorlar. Sahil Parkında senenin her mevsiminde, etrafın güzelliği ve mevsimden bağımsız, tatlı havasından zevk alan yabancı Turistlere karşılaşabilirsiniz.
Sahil Parka yaklaştığınız zaman, yüz yıllık çam ağaçlarının hoş kokusuna karışmış, denizin tuzlu nefes alışlarını hissedeceksiniz. Parka giren yolcunun önünde eşsiz manzara açılmaktadır. Birbirini takip eden şadırvan kendi akıntılarını neşe ile fışkırtmaktadır. Genelde günün ikinci yarısında tazyikli suyu içinde güneşin ışınları kırılır ve şadırvanın kafasında gök kuşağı kurulur. 2005 Yılından beri, sahil parkının yeni bölümünde Fransız rakseden şadırvan faaliyet göstermektedir. O, bugün Avrupadaki en güzel şadırvanlardan biridir. Çeşitli müzik eşliğinde, gecenin havaya fırlatılan suyun renkli akıntı seyirciler üzerinde eşi görülmemiş etki yapmaktadır. Bulvarda , kafeler ve güzel kesilmiş, kare şeklindeki defne çalıları ile bölünmüş, beş tane birbirine paralel hat bulunmaktadır.
1934 Yılında, bulvarda, sahil parkının stilistik kapısı ve onun muteberlerden biri olan Yunan Kolonada kurulmuştur.
Bulvarda eğlenmek için her imkan sağlanmıştır. Burada birçok atraksiyon, spor sahaları, lokantalar, yazlık kafeler, bungalowlar, disko-kulübeler ve diğer eğlence merkezleri faaliyet göstermektedir. Bulvarın merkez kısmında tenis kort bulunmaktadır. Burada her sene bayanlar açık tenis turnuvası “Batumi Lady’s Open” düzenlenmektedir.
Birinci hatında ayrı bir sessizlik mevcuttur. Burada kendileri için özel olarak yapılan pavilionda satranç ve tavla sevenleri toplaniyorlar.
Bulvardaki mikro iklimi, insan üzerinde özellikle sakinleştirici ve sıhhat verici etkileri yaratmaktadır. Burada gezinen insan kendini, sanki nefes almıyor ve egzotik bitkilerin aromaları ve iyot kokulu deniz havası ile karıştırılan kokteyl içiyormuş gibi hissetmektedir.

Botanik Bahçesi
Batum Botanik Bahçesi Batum’un güneyinde, 9 km uzaklıkta bulunmaktadır. O, eski Sovyetler Birliğinde en meşhur ve güzel parkıdır. Bahçenin bulunduğu yere Mtsvane Kontshı adı verilir. Bu bahçe Botanik ve Fiziki coğrafyanın kabul edilen klasikcisi Andrey Krasnov’un adıyla bağdaşmıştır. Yormak bilmeyen seyyah Krasnov dünyanın büyük bir kısmını gezmiştir. Dünya bitkileri, iklimi ve toprakları inceledikten sonra, Karadeniz kıyıların en güzel botanik bahçesi yapmak için en ideal yer olduğuna karar vermiştir. Bu ideanın gerçekleştirmesi romantik bilim adamı için en büyük hayal olmuştu. Gerçekten de Batum Botanik Bahçesine girenler sanki gerçeklerinden kopup hayal alemine geçtiği hislere kapılırlar. Batum Botanik Bahçesinin, tamamen farklı iklim ve landşaft bölgelerinden alınan bitki türlerinin birlikte yaşadığı bakımından dünyada eşi benzeri bulunmamaktadır. Ne hikmetse, bu büyüleyici bahçede Kanarya Hurma Ağacı gibi Japon Sakura da aynı şekilde iyi yetişmektedir. Burada şaşıracak derecede güzelliğindeki bitkilerin binlerce çeşidi temsil edilmiştir. Burada yetişen 1200 çeşit gül ziyaretçileri  hayretler içerisinde bırakmaktadır.
Bahçenin floristik zenginlik dokuz bölümle temsil edilmiştir. Bunlar Doğu Asya, Güney Amerika, Yeni Zellanda, Kuzey Amerika, Himalaya, Meksika, Avustralya, Hazar Denizi ve Kafkasya’nın nemli subtropikal bölümleridir. Bahçenin merkez yolu üzerinde alt, yukarı ve sahil parkları bulunmaktadır. Bahçenin koleksiyonu ağaç türündeki bitkilerin 2037 taksonomik biriminden oluşmaktadır. Bunlardan 104 tanesi Kafkas asıllıdır, geri kalanı ise yabancı ülke floralarının temsilcileridir
Botanik bahçesinden denize bakan manzaranın ziyaretçileri son derece etkilemektedir. Fakat, Botanik bahçesinin denizden görünen manzarası yelkende oturan ziyaretçide de oluşan etki az değil. Senenin her mevsiminde botanik sanatının bu şaheserinde bir şey mutlaka çiçeklenir. O, egzotik bitkileri renkli çiçeklerinin sıra ile açılması ve tüm bölgenin tutku ile sardıkları ilkbaharın sonu, yaz ve sonbaharın başında daha çok büyüleyicidir.

Mabet ve Kaleler
Meryem Ana Katedral Kilisesi 19-ncü Asırda Gürcistan’da meşhur Katolik büyük iş adamı kardeşler Zubalaşvili’ler tarafından inşa edilmiştir. Sovyet rejimi zamanında burada ibadet yapılamıyordu. 1989 Yılında Batumluların gayreti ile bu kilise temizlendi ve tamirat yapıldı. Havaya uzanan Meryem Ana gotik kilise Batum mimarisine acayip şekilde birleşiyor. Kilise özel taşlarla inşa edilmiştir. Havanın değişmesiyle rengini değişen kilise dolaysıyla daha çok gizemlilik kazanmaktadır.
Batum şehrinin en güzel kiliselerden bir tanesi, şehrin merkezi, bulvara yakın olan kutsal Barbare kilisesidir. 1918-1920 Yıllarında Biritanya’lı askerler tarafından burada hastane inşa edilmiştir. Sovyet Birliği zamanında ise o askeri hastane olarak kuruldu. 20-nci asrın sonunda ise bu bina yıkıp yerinde kilise inşa edilmiştir.
Katedral kilisesinden birkaç kesiminde 19 yy başında inşa edilen kutsal Nikoloz kilisesi vardır. Burada Gürcistan’ın Sovyetler Birliği’nin bir parçası olduğu zaman da ibadet yapılıyordu. Yasak olmasına rağmen insanlar bu kiliseye gizlice gidip nikah kıyıyorlar, vaftiz oluyorlar ve tanrıya tapıyorlardı. Kutsal Nikoloz kilisesinde ibadet Gürcüce ve Rusça yapılmaktadır.
Şehrin girişinde, geçen yüzyılın sonunda inşa edilen Katolik kilisesi vardır. O kendi hafiflik ve sadeliği ile görenleri hayrete bırakmaktadır. Bunun sebebi, belki de kilisenin siluetinin elleri açmış Mesih’e benzediğindendir.
Şehrin merkez caddelerinden biri olan Gamsahurdia caddesinde Ermeni Grigoryan kilisesi mevcuttur. Bu kilise şehrin Ermeni asıllı vatandaşlarına hizmet etmektedir. Surb-Prokirtsi kilisesi 1890 yılında Avusturyalı mimar Marfeld’in projesi ve büyük işadamı Mantaşev’in bağışlarıyla inşa edilmiştir. Ayni proje ile yapılan kilise Paris’in sokaklarının birini de süslemektedir. Sovyetler Birliği zamanında bu binada Planetaryum faaliyet göstermekteydi.
Şehirde ayrıca sinagog faaliyet göstermektedir. O, Haag ve Amsterdam Sinagogların aynısıydı. Sovyetler Birliği zamanında sinagog binası farklı amaçlarla kullanılmıştır. 1993 yılında ise o yine Yahudi cemiyetine iade edildi.

Gonio Kalesi
Batumdan 12 km uzaklıkta kuzeyde, Çoruh nehrinin sol kıyısında Gonyo – Apsaros kalesi bulunmaktadır. O tarihi-kültürel eskiliği sevenler için gerçek bir cennettir.
Gonyo-Apsaros kalesinin çok büyük strateji önemi vardı: kuzey-batı Gürcistan’ın iç bölgeleri Karadeniz kıyılarına bağlayan Çoruh ve Acaristskali vadileri koruyordu. İşte böyle bir yerde bulunduğu için Gonio kalesi önce Roma İmparatorluğu ve daha sonra da Bizansın doğu Karadeniz bölgesinde bir dayanak hisar olmuştur.
Bu Kolheti bronz kültürü ve ilk Gürcü devlet birliklerin yeşerdiği bir bölgedir. Roma-Bizans yazılı kaynaklarına göre, yaklaşık aynı zamanda Apsaros bir yerleşim birimi olarak kurulmuştur. Onun tarihi Argonotlar efsanesi ile birleşmektedir. Rivayete göre, Kral Artag kaçan Yason tarafından öldürülen ve bedeni parçalayıp denize dağıtılan oğlunu burada defnetmiştir.
Hz. İsa’nın 12 havarisinden biri olan Matthias’ın da burada defnedildiği bilinmektedir.

Skhalta Manastırı
Dağlık Acara görünmeye değer yerleriyle zengindir. Özellikle güzeldir kiliseler ve kaleler–Skhalta, Khikhani, Khino. Khulo’da bulunan Shalta Kilisesi 13 asrın abidesidir. Bu son derece güzel kilisenin iç kısmında ilk resmedilen fragmanlar bulunmaktadır. İbadet edenlere ibadet sırasında Shalta nehrinin sesleri devamlı olarak eşlik etmektedir. Acara’da en eski köprülerinden biri olan güzel ve nadir köprü işte bu nehrin üzerindedir. Bir bakışla o eski ve güvenilmezdir fakat, onun yüzyılların bu dilsiz şahidin yine insanların hizmetinde uzun süre kalacağını anlamak için bir ayağın basılması yeterlidir.

NE YEMELİ?
Khinkalik (Hıngel) : Hamur arasına et veya patates konularak yapılan bir yemektir. Tereyağ veya yoğurt katılmak suretiyle yenilir. Türkiye’de Artvin ve çevresinde (özellikle Şavşat ilçesinde) yapılan mantı türüdür. Doğu Karadeniz, Erzurum, Kars, Dağistan başta olmak üzere Kafkasya’nın hemen her yerinde benzer ad ile bilinen ve yapılan bir mantı dır.
Khacapuri (Haçapuri) : Peynirli Pide
Mtsvadi : Şiş kebap