Bursa’nın Şirin Beldeleri – KUMYAKA (SİĞİ) ve ZEYTİNBAĞI (TİRİLYE)

KUMYAKA (SİĞİ)

Kumyaka (eski adı ile Siği), Mudanya ile Zeytinbağı (Tirilye) arasında minik bir koyda yer alan, Kumyaka, Mudanya’ya 7 km uzaklıkta eski bir Rum köyüdür.

Tarihi güzellikleri yanında, bozulmamış doğal güzelliği ve eski Rum evleri ile görülmesi gereken önemli bir turistik beldedir. Masmavi denizin kıyısında yemyeşil bir doğa içinde dünyanın en önemli kültür hazinesini taşıyan köyde, narenciye ağaçları ile bezeli daracık ve kesme taş kaplı sokaklarında gezerken hem tarihi hem de doğayı aynı anda soluyacaksınız.

Nasıl Gidilir?

Mudanya’dan Zeytinbağı tabelalarını takip ederek, Mudanya’dan çıkışta keskin virajdan sonra Yıldıztepe’ye geleceksiniz, buradan çok keyifli bir yol güzergâhını takip ederek yaklaşık 10 dakikalık yolculuğumuz sonrası Kumyaka’ya (Siye) varmış olacaksınız.

Kumyaka Kilisesi

Dünyanın en eski 3. Kilisesi Kumyaka’da bulunmaktadır ve adı Baş Melekler Kilisesi‘dir. Kilise Bizans İmparatoru IV. Konstantinos Porphyrogenetos döneminde yaptırılmıştır. Kare planlı ana kilisenin üzeri kubbe ile örtülü olup yanlarda beşik tonozlu dört haç kolundan oluşur. Duvarları tuğla ve taş ile örülü bulunan yapının çatısı da tuğla ile örülmüştür. Kilisenin yanında bulunan ve rahip ve rahibelerin yatakhanesi olarak kullanılan bölüm ise bugün muhtarlık olarak hizmet vermektedir. Köyün yaşlıları eskiden kilise ve yatakhaneyi birleştiren bir köprü bulunduğunu anlatmaktadırlar. Kilise Osmanlı döneminde, 1862 yılında tamirat geçirmiştir. Fakat günümüzde kilise harap durumdadır. Tamamen yıkılmış bir manastır, sahilde bulunan ancak bugün sadece eski resimlerde görebildiğimiz bir okul  ve evlerin altında kalmış olan başka bir kilise de bulunmaktadır.

ZEYTİNBAĞI (TİRİLYE)

Kumya’ka (Siği) gezimiz sonrası, 5 km uzaklıkta yer alan, tarihi dokusu ve doğal güzelliği ile içimizi ısıtacak, Bursa’nın şirin beldelerinden, Zeytinbağı’ndayız.

Tirilye, Zeytini ve şarabı ile tanınan, denizinden bol balık çıkartılan kasabada Rumlardan kalma 7 kilise ve 3 ayazma bulunmaktadır. Sütunları İskenderiye’ den getirilen Panagia Pantobalissa adlı “Kemerli Kilise”nin dünyada duvarına resim yapılan ilk kilise olduğu ifade edilir. Kasabadaki Fatih Camii ise eski St. Stephanos Kilisesi’nden çevrilmiştir. Kasabadaki en önemli bina 1907 yılında “Papaz Okulu” olarak yapılan Tas Mektep adındaki yapıdır. Eskiden Trilye’den Avrupa’ya şarap ve zeytinyağı ihraç edildiği bilinmektedir.

Bursa’da en iyi balığın Tirilye’de yendiği ve zeytinyağının hasının burada bulunduğu bilinir.

Zeytinbağı’nda  (Tirilye) Ne Yenir?

Tabii balık yenir…özellikle de barbunya… Denizden yeni çıkmış taptaze balık, kendine has zeytinyağıyla yapılmış salata ve zeytinyağlılar… ve şarap severler için Baküs Tirilye şarabı… yemekten sonra üstüne bir de közde yapılmış mis kokulu Türk kahvesi… ya da deniz kabuklarıyla lahos yanağı çorbası içilir…kişniş, limon ve karabiber soslu marine edilmiş karides… balık köftesi ve balık kokoreç de burada tadabileceğiniz enteresan tatlardan…  üstüne de geleneksel cevizli kabak tatlısı ya da kaymaklı ayva tatlısı…

TARİHİ YAPILAR:

Kemerli Kilise

Kilisenin Panagia Pantobasilissa’ya (Bakire Meryem) adandığı belirtilir. İlk yapı, duvar tekniği ve başka özellikleri göz önünde bulundurularak 13. yüzyıl sonlarında yapıldığı kabul edilir. İlk tabaka freskolar’ı 14. yüzyıl başlarına, ikinci tabaka freskolar ise 18. yüzyıla (1723) tarihlendirilir. İstanbul Fener Rum Patrikhanesi’nin Bursa Bursa Metropolitliği’ne atadığı Elpidophoros Lambriniadis tarafından satın alındı. Restorasyondan sonra kilise olarak hizmet verecek.

Dündar Evi

Eski bir kilise binası olan Dündar Evi, Rumların bölgeyi terk etmesi ardından özel mülkiyetin olmuştur. Bu gün halen konut olarak kiralanan bu eski kilisenin içinde 3 aile oturur. Ana giriş, kemerli taş bir kapıdandır. Giriş bölümü 3 katlıdır. Giriş katında pencereler küçük ve karedir. İkinci katta pencereler daha büyüktür ve dikdörtgendir. Üçüncü katta ise pencere üstleri kemerle tamamlanır.

Trilye Taş MektepTaş Mektep

Taş Mektep 1909 yılında yapılmış bir binadır. Döneminin Batı mimarisini yansıtan Neo-klasik tarzda bir yapıdır.

İskele caddesinin batısındaki tepede bulunan yapının üzerindeki bir taş oymadaki yazıda “M. MYPIDHS APXITEKTWN 1909” (M. Miridis Arhitektoğn 1909) ifadesinden mimarı ve yapım yılı anlaşılabilir. (Akıncıtürk, 2000) Sonradan İzmir Metropoliteni olan Hrisostomos, bu okulda müdürlük yapmıştır. Bu bina 1924 tarihinde şehit, öksüz, yetim çocukların okudukları Dar-ül eytam (Öksüz Yurdu) olarak Kazım Karabekir Paşa  tarafından açılmıştır.

Trilye Fatih CamiiFatih Camii

Eski ismi Aya Tadori olan ve kapısında Hicri 968, Miladi 1560 yazılı olan kilise, sonradan Fatih cami olarak değiştirilerek kullanıma açılmıştır. Girişinde Bizans sütun başlıklarına sahip yapının 19 metre yüksekliğinde kubbesi bulunmaktadır.

Camiye 4 adet başlıkları madenden yapılmış motiflerle süslü sütunların taşıdığı ahşap beşik bir çatı ile kapalı bir revaktan girilir. Kilise olarak yapılan binada, mevcut mihrabın üzeri yarım kubbe ile örtülüdür. Çift kademeli kasnağa oturan konik kubbe hâkim elemandır.

Medikion manastırı

Tirilye’den Eşkel Limanı’na giden karayolunun üzerindedir. Kuzeybatısında Rum Mezarlığı yer alır. Yapı, ilk inşa edildiğinde Hagios Sergios’a adanmıştır. Ancak 11. yüzyılda adı değiştirilerek “Medikion Manastırı” olmuştur.

İlk olarak 8. yüzyılda kurulduğu bilinen ve çiftlik olarak kullanılan manastırın yalnızca duvarlarıyla, her birinin ağırlığı 200 kilo gelen görkemli giriş kapıları günümüze ulaşmış durumdadır.

Hagios Ioannes Theologos (Pelekete) Aya Yani Manastırı

709 yılında kurulduğu ve 1922 yılına kadar faaliyet gösterdiği bilinen manastırın günümüze yıkılmış kilisesi ve duvar kalıntıları ulaşmıştır.

Kilise kapalı Yunan haçı planlıdır. Kullanılan malzeme ve teknik özellikler incelendiğinde, yapının farklı dönemlerde yapıldığı görülmektedir

Batheos Rhyakos Soteros Manastırı (Aya Sotiri)

Büyük ölçüde yıkılmış durumda olan manastırın bazı binaları mülk sahibi tarafından barınak olarak kullanılmaktadır. Kilise doğu-batı doğrultusunda dikdörtgen planlı bir naos, doğuda eksenin kuzeyinde içten ve dıştan yuvarlak apsis, batıda bir nartekse sahiptir.

Osmanlı hamamı(Avlulu Hamam)

Avlulu Hamam Yavuz Sultan Selim tarafından yaptırılmıştır.Fatih Cami yanında yer alır.

Hamam doğu-batı doğrultusunda dikdörtgen planlı olup, peş peşe beş ayrı mekândan meydana gelmiştir. Hamamın girişi doğu duvarındadır. Soyunmalık ve onu izleyen mekân ayna tonozla örtülüdür. Buradan küçük bölümlere ve sıcaklığa geçilmektedir. Sıcaklık bölümü doğu-batı yönündeki bir sivri kemerle iki bölüme ayrılmış, üzerleri de kubbelerle örtülmüştür. Sıcaklığın çevresi Bursa üslubunda nişlerle çevrilmiş, bunların altına birer kurna yerleştirilmiştir. Ayrıca hamamın içerisine küçük dikdörtgen bir havuz yerleştirilmiştir.

Kapanca Limanı

Tirilye’de Roma döneminden kalan Kapanca bölgesindeki antik liman her tarih döneminde en önemli kıyı ulaşımının stratejik odak noktası olmuştur.

Tarihsel kaynaklarda 9. yüzyıldan 14. yüzyıl başlarına dek Tirilye ve çevresinin ne durumda olduğuna ilişkin fazla bilgi yoktur. Ancak 1261yılındaki Nimpheaum Anlaşması ile Mikhael Palaiologos tarafından Cenevizlilere Marmara sahillerinde ticaret garantisi verilmesiyle Cenevizlilerin Appolonia Gölü kuzeyinden elde edilen tuz madeni ihracında Tirilye ve Apomeia (Mudanya) limanlarını kullandıkları belirlendiğinden, bu tarihlerde Tirilye’nin önemli bir liman kenti olduğu varsayılır. Burası ayrıca,bereketli topraklarından elde edilen ürünleri İstanbul’a / Bizans İmparatorluğu’nun merkezine aktaran, kendi ticareti açısından da işlevsel önemi büyük olan bir liman kentidir.